Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ağrının Kucaklanışı

Resim
Yüzüm çarpardı benim inince çarşılara Minarelere, seyyarlara ve broşürlere Her yanı kaplardı et, saç, tırnak, rakı Sabaha doğru inince çarşılardan Göz kapaklarım düşerdi Görünce selaya kulak veren kuşları.. Yüzüm çarpardı benim boyalı insan bakışlarına Gözlerime değsin isterlerdi gözleri Ve payımı alırdım Ya bir arzu, ya sırıtkan bir bakış ya tabanca. Geçerken kadınların yanından Gebe kokardı her yanım Yahut çarşaf, örgü ve pranga Geçerdim kenarından soğuk avluların Ahşap evlerin, tatsız telaşelerin Ben bakardım onlar yüz çevirirdi Ne de olsa mevsimleri kıştı Benim ise putları eriten bir şeydi bakışlarım Dünyanın bekaretini bozandı. Eser geçerdim aralarından  Tam avluya girecekken  Bir atlı çıkagelirdi Dik baş, devrik göz, o mağrur eğim ve bir ses, ''Ağrıyı kucakla.'' İnsanları bu yüzdendir kucakladığım Bu yüzdendir mızraklara saplandığım Velhasıl, neydi ki insan iki kol iki bacaktan başka? Anladım çok sonra doğanla ölenin ortaklığını Anladım insan kimdir Bir arza baktı...

Gencim Ya İşte

Resim
  Bizim memlekette Oldun mu şöyle onbeş yirmibeş arası Bir adın filinta olur, bir adın çakı Hatta kanı kaynar bir delikanlı Gençtir ya  O değil midir ağız dolusu gülecek Merdivenleri ikişer üçer inecek Böğrü ağrıyana dek koşacak olan O değil midir Pusatın dostu olacak Kanı kana katacak olan Ben de gencim ya işte Sahi benim gençliğimde bir hâl var Sırtımda bir küfe  İçinde iki cihân Çarpık dizlerim, ince bileklerim Damarlarımda hantal bir kan Ve gözlerim, nereye baksa yılgınlığı bulan Ne toprak, ne filiz, ne çiğ ve ne de kar Benim gençliğimde bir hâl var. - SON -

Metamorfoz

Resim
İnsanlarin ekserisi degisimi sevmez. Çünkü degisim onlara duygusal bir acı verir. Mesela şehir değiştirmek veya  boşanmak gibi hayatin rutin akisini degistiren olaylar insanları içten içe sıkar, tedirgin eder ve acı verir. Yine onların bircogu da aciyla nasil bas edileceğini öğrenmediği ve aciyi hayatlarinda olmamasi gereken bir anormalite olarak algiladigi icin  degisim ve degisime dair ne kadar olgu varsa karsi cikar, onlardan kacar ve benimsemez. Tabi bu durum her degisim icin soz konusu degildir. Ornegin ikinci el arac kullanan birisi icin sifir bir araca terfi etmek acili degil bilakis sürur vericidir. Yani insanlar hayat konforlarını artıracak değişimciklerden değil hayatlarını topyekün etileyecek olan dönüşümlerden ürkerler. Evet degisim beraberinde sıkıntı ve aci da getirir ama buna katlanmali degil mi? İnsanlar nicin aciya bu kadar tahammulsuz? Bunun en somut ornegini gundelik hayatimizda gorebiliriz. Mesela bir bas agrisinda bile agri kesici haplarin yakasina yapisma...

Terziler Gitsinler

Resim
Terziler geldiler. Bundan yüz yıl önce. Ellerinde büyük büyük makaslar. Yüzlerinde birazdan kesip biçecek olmanın verdiği mağruriyetle. Terziler geldiler. Büyük bir dev vardı önlerinde. Savaştan henüz çıkmış olan bu devin üstü başı harap vaziyetteydi. Kolları hemen sıvadılar. Başladılar kesmeye. Ne ölçü almak var ne mezura. Öyleydi ya, bu büyük bedeni ölçmeye muktedir değillerdi. Devin üzerinde eski bir miltan. Eprimiş, yer yer sökük. Terziler bu eski miltanı çekip alıverdi bedenden, ama beden bu ya üryan durmaz. Terziler başladılar buldukları parçaları yamamaya. Ne buldularsa geçirdiler bu bedene. Çirkin mi çirkin birşey ortaya çıktı. Gülünç duruma düşmüştü artık bu dev. Terzilerden son bir dokunuş. Ayakta iskarpin, bacakta şalvar, daha üstünde redingot, bir de fötr şapka!  Dev durumu garipsemedi değil. Bu maskaralığı ilk fark eden basireti henüz sönmemiş olan gözlerdi. Bedene birşeylerin yolunda gitmediğine dair sinyalleri veren de yine onlardı. Terziler, kendilerince bir iş başa...